Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Keyifli Egitim - Kemal İnal

Merkezci Eğitim İlkçağ’dan geç modern dönemlere değin klasik, geleneksel ve erken/geç modern pedagojik düşünce ve pratiklerinin fazlasıyla “merkezci/l/”-her şeyi belli bir kavram etrafında kurmak ya da bir meta-anlatı içinde yapılaştırmak- sistemler olduğu iyi bilinir. Platon’da bu “ideal/izm”, Aristo’da “metafizik”, Hıristiyanlıkta/Müslümanlıkta “Tanrı/Allah”, Rousseaucu pedagojide “doğa”, ampirist ve rasyonalistlerde (Descartes, Leibniz, Locke vd.) “deneyim”, Kant’da “saf akıl”, Hegel’de “tin”, ütopist sosyalistlerde “mutluluk”, Marksizm’in politeknik eğitiminde “üretim”, anarşist düşünürlerde “mutlak özgürlük” olarak şekillenmiştir. Aslında bu tarz bakış açısı, geleneksel ve modern pedagojilerin birçok bakımdan benzer noktalara sahip olduğunu gösterir: Eğitim ile toplumsal bir güç olmak ya da eğitimi ideolojik/düşünsel bir aygıt olarak kullanmak, kurumlar zinciri içinde eğitimin yönlendiriciliğinde bir kuşatıcı ağ oluşturmak, eğitim ile otorite sağlamak ya da çocuk/genç üzerin

Modernizmin Aile ve Çocuk Üzerinden Yolculuğu-

Kemal İNAL İster ekonomik ve siyasi; isterse duygusal, aile içi, özel ilişkiler açısından olsun ve hangi yaklaşımla ele alınırsa alınsın, modern aile/çocukluk kavram ve anlayışının geldiği noktada çok sorunlu bir tablonun oluştuğu yadsınamaz. Batı'da uzun bir süre modern ve evrensel normlardan biri olarak kabul edilen "çekirdek aile"nin giderek çözülüp yerini çok farklı, "aile olmayan aile anlayışlarına" (tek ebeveyn, tek çocuklu aileler; evlilik akdi olmaksızın çocuk yapıp aynı evde yaşayanlar, eşcinsel evli çiftler vb.) bırakması, tüm muhafazakâr düşünce ve düzenlerin baş tacı ettiği aile kurumunun büyük değişimler geçirdiğini göstermektedir. Aile yapısında ve anlayışındaki bu değişiklikler, elbette "babalık", "annelik" ve "çocukluk"a ilişkin düşünce ve uygulamalardaki bir değişimi de göstermektedir. Bu üç kategori içinde belki de en çok, çocukluğun geldiği nokta insanları rahatsız etmektedir, çünkü h