Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Öğretmenin Verdiği "Altı Ders"

John Taylor Gatto Okullarda ben ve benim gibi öğretmenlerin öğrettiği birinci ders, “Ait olduğun sınıftan dışarı çıkma!”dır. Sınıfta her öğrencinin bir numarası vardır, böylece aralarından biri sınıftan dışarı çıkarsa derhal sınıfa geri dönmesi sağlanır. Aslına bakarsanız, çocukları numaralandırıp sınıflara doldurmak benim işim değil. Öğretmen olarak benim işim, çocukların toplu olarak kapatıldıkları sınıflardan memnun olmalarını, en azından bu eziyete katlanabilmelerini sağlamak. Eğer işimi doğru dürüst yaparsam, çocuklar kendilerini başka bir yerde hayal etme fırsatı bulamazlar. Vakitlerini, daha çok, sınıf içinde kıskançlık ve korku duyguları arasında salınarak geçirirler. Belki bu arada başarısız öğrencileri ya da sınıfları küçümsemeyi de ihmal etmezler. Sınıf öyle bir yerdir ki, bir asker düzeni gibi, çoğu zaman kendi düzeni içinde devam eder. Sınıf kendi düzenini korumasını bilir. Bu düzen, önceden tasarlanmış bir “rekabet düzeni”dir aslında. İşte okulda öğrenilen birinc
Apple ile eğitim üzerine… 10 March 2006 Otonom: Söyleşimize geçenlerde yaşadığımız bir deneyimi sizinle paylaşarak başlamak istiyoruz. Bir hafta önce, hatta tam da sizin konferansınızın olduğu salonda, katılımcıları arasında OECD, IMF, Dünya Bankası, Bologna sürecinden temsilcilerin yanı sıra, Türkiye’den üniversite rektörleri, YÖK ve sermayenin temsilcisi TÜSİAD’ın da bulunduğu “Üniversiteler ve Yönetişim” üzerine bir toplantı düzenlendi. Onların gündemi de eğitimdi; içeride eğitim ve piyasa işbirliğinin nasıl sağlanabileceğini tartışıyorlardı. Aslında 1980′li yıllardan beri hem üniversite hem de genel olarak eğitimin sermaye ve piyasa ilişkileri ile daha uyumlu hale getirilmesi söz konusu. İlk başlarda bu durum, sol kesimlerce özelleştirme temelinde analiz edildi. Ancak zaman içinde görüldü ki, söz konusu durum kamu sektöründen özel sektöre doğru bir geçişten daha fazlasını içeriyor. Örneğin Boğaziçi Üniversitesi’nin devlet üniversitesi olması, burasının ticari bir yer olmadığ
Okul-işi ve Okul-işine Karşı Mücadele(Harry Cleaver) 10 March 2006 Önceleri bir öğrenci ve daha sonra bir profesör olarak yaptığım işin içeriği ve biçimi eğitim-öğretimin sınıfsal yapısı tarafından belirlendi. Bugün, bir profesör olarak, öğrenciler, diğer profesörler, öğretim dışı kadro ve üniversite yönetimi ile birlikte çalışıyorum. Sonuçta bütün bu ilişkiler, genel yüksek eğitim politikaları ve -üniversiteleri de yaratan, işlevlendiren- kapitalizm tarafından şekilleniyor.İşim gereği sınıfta ve ofis saatlerimde her hafta saatlerce öğrencilerle doğrudan etkileşim içerisindeyim. Daha seyrek olarak bölüm toplantılarında (kabul jürisi gibi) ve üniversite genelindeki toplantılarda da (fakülte konseyi gibi) diğer profesörlerle beraber çalışıyorum. Yine seyrek olarak öğretim dışı kadro ile çalışıyorum (sekreterlerden ve bilgisayar sistemleri operatöründen temizlik işçilerine kadar). Bütün bu doğrudan etkileşimler; (ayrımların, hiyerarşinin ve işin gereklerinin vs. dayatılması yolu

"Alternatif Eğitim Modelleri" - Dr. Bülent Akdağ

Alternatif eğitimin, mevcut eğitime karşı çıkışı dile getirmekten öte bir paradigmayı işaret ettiğini ve kavramın bir insan felsefesi ile ilintisini belirtmeden, alternatif eğitim paradigması çerçevesinde karakterize olan modellerin ortaya çıkışlarını, uygulama süreçlerini ve yapısal dönüşümlerini anlamak olası değildir. Eğitimde “insanı görme biçimi” her toplumsal dönemde kavramın anahtarını veriyor. İnsan doğasının ne olduğuna ilişkin sahip olunan tutumlar, kaygılar, tasarılar ve ütopyalar ile eğitimin işleyen yapısı içinde oluşan problemlerin tıkanma noktaları alternatif eğitim tarihinin izdüşümünü oluşturmaktadır. Kimi kez radikal ve anarşist söylemlerle kimi kez kendiliğinden ve farkındalıksız adımlarla kazanılan ivme, özünde, insan doğasına “iyimser” bakışın heyecanıyla sarfedilen bir çabanın sonucudur. Şurası bir gerçektir ki, alternatif eğitim m